ELEMENTLER KİMYASI;
Büyük Patlama ve Hafif
elementlerin oluşumu
Bilim insanlarının evrenin
oluşumu ile ilgili öne sürdükleri teoriye Büyük Patlama Teorisi (Big Bang
Theory) adı verilmiştir.
Big-Bang Theorisine işaret eden bulgular:
1.Gök adaların birbirinden sürekli uzaklaşması,
2.Merkezden daha uzak gök adaların uzaklaşma
hızlarının daha yüksek olması,
3.Uzayın görünürde boş bölgelerinden mikrodalga
ışınlarının yayılıyor olması,
4.Uzayın her doğrultusunda birim hacim içine düşen
kütle yoğunluğunun yaklaşık aynı kalması
Bilimin sanlarının evrenin
oluşumu ile ilgili öne sürdükleri teoriye Büyük Patlama Teorisi (Big Bang
Theory) adı verilmiştir.
2 sn ila 3.dk
arasında nükleer tepkime sonucunda ilk hidrojen çekirdeği ortaya çıktı.
3.dk dan sonra sıcaklık düşmeye
devam eder ve %75 proton ve %25 nötrondan ibaret olan evrende,döteryum çekirdeği
oluşur.Döteryum çekirdeği,tepkimelerde olduğu gibi yeni element çekirdeklerini oluşturur.
300.000 yıl ila 1 milyar
yılları arasındaki sürece Atom Çağı diyoruz. Büyük Patlama’dan 300000
yıl sonra sıcaklık 10000 0C’a düştü. Elektronlar, proton ve nötronlarla bir
araya gelerek atomları oluşturdu. Bu aşamada evren çok hızlı soğuduğu için Berilyumdan
daha ağır çekirdekler oluşamadı. Bu çekirdeklerin oluşabilmesi için gereken
basınç ve sıcaklığı sağlayacak ortama ihtiyaç vardı.
Büyük Patlama sonrası
daha ağır elementlerin oluşumu
İlk yıldızlardaki hidrojen atomu çekirdekleri,nükleer
füzyon tepkimeleri (yüksek basınç ve sıcaklığın etkisi) sayesinde birbirleriyle
kaynaşarak helyuma dönüştü. İlk yıldızların helyumdan daha ağır elementleri
oluşturamadan çok şiddetli patlamalarla dağıldığı sanılmaktadır.Bu patlamalarda
ortaya çıkan sıcaklık ve basıncın çok yüksek olması hidrojen ve helyumdan daha
ağır çekirdeklerin ortaya çıkmasını sağladı. İkinci nesil yıldızlarda azda olsa
ağır elementlerin bulunması,merkezlerindeki sıcaklığın 100000000 0C’in üzerine
çıkmasını sağladı.Bu sıcaklık bir dizi nükleer füzyon tepkimesi için gerekli
şartı sağlamış oldu. Yıldızın yaşı ilerledikçe merkezindeki basınç ve sıcaklık
yükselir. Sıcaklık 100 milyon Kelvin’e ulaştığında merkezdeki helyum
çekirdekleri kaynaşmaya ve (üç helyum çekirdeğinin kaynaşması ile) karbon
çekirdekleri oluşturmaya başlar. Sıcaklık arttıkça karbonlar, helyumlarla
nükleer füzyon tepkimesiyle oksijen üretmeye başlar. Yıldızlarda bir miktar
helyum kalıncaya kadar helyum çekirdeğinin tam katları olan çekirdekler oluştu.
Helyum çekirdeğinin tam katları olan çekirdeklere
dönüşmesi sürecine "helyum yanması" denir. oksijen çekirdeğinin
oluşumunu karbon-azot çekirdek dönüşümünü başlattı.
Hala yüksek olan sıcaklıkta,
karbon ve oksijen yanması gibi prosesleri ile helyumun katları olmayan
çekirdekler de oluştu.
Periyodik tabloda demirden
sonra gelen çekirdekler, nükleer füsyon tepkimeleri ile enerji açığa
çıkarmazlar. Bu proses, yıldızlarda çok hızlı gerçekleşen, enerji açığa çıkaran
ve hafif çekirdekleri oluşturan nükleer tepkimeler başlatabilir ve bunun
sonucunda daha ağır çekirdekler oluşabilir. Atom numarası 26’ya(Fe
elementine)kadar olan elementler yıldızların içinde oluşur.Bu
elementler,yıldızlarda gerçekleşen nükleer füzyon ürünleridir.
Çok büyük kütleli yıldızlar patladıklarında (süpernova
patlaması) ortaya çıkar.
Süpernova Patlamalarında
çekirdek, yoğun bir nötron bombardımanına uğrar. Bunun sonucunda çekirdek
yakaladığı nötronlarla daha ağır bir izotopa dönüşür.
Dünya’daki elementler ve bu elementlerin bolluk
oranları dikkate alınarak geliştirilen teorilere göre Güneş sistemimiz, dolayısıyla
Dünya’mız ömrünü tamamlamış bir yıldızın
kalıntılarından oluşmuştur.
Dünya’daki oksijen, silisyum,alüminyum
ve demir elementlerinin bolluk yüzdesi; evrendeki oksijen,silisyum,alüminyum ve
demir elementlerinin bolluk yüzdesinden daha fazladır.Bunun nedeni kararlılık
kuşağıyla açıklanabilir.
2. BÖLÜM: Elementlerin Eldesi
Homojen veya homojen görünüşlü doğal olarak
değişik şekillerde oluşmuş ve insanoğlunun kullanımı için yerkabuğundan elde
edilen ve genellikle katı olan maddelere mineral
denir. Elde
edilmeye değer miktarda bir veya birden çok element içeren minerallere cevher
ya da filiz denir. Bazı mineraller
amorf katılardır. Minerallerin büyük bir kısmı ise kristal durumdadır.
Kristallerin düzgün yüzeylerle çevrilmiş geometrik şekilleri ve muntazam,
periyodik olarak sıralanmış düzenli bir atomik yapıları vardır. Her mineralin
kimyasal bir formülü vardır.
AlO3 . 2H2O
> Boksit Fe2O3
> Hematit MgCO3
> Manyezit gibi.
Cevherlerden metal elde etme sürecindeki işlem basamakları:
1.Kırma-öğütme: Gang'ın (Cevherler
genellikle kum, kil ve granit gibi istenmeyen maddeler içerir. Bu maddelere
gang denir.) uzaklaştırılma işlemidir.
2.Zenginleştirme: Birçok
cevhere, özellikle Cu, Pb, ve Zn cevherlerine uygulanan bir yöntemdir.
3.Arıtma: Değişik yöntemlerle ile elde edilen metal,
çoğu kez istenen saflıkta değildir. Safsızlıklar giderilerek, metal arıtılır.
4.Kavurma: Sülfürlerin ya da karbonatların bol hava ile
ısıtılarak oksidine dönüştürülmesi işlemine kavurma denir.
2ZnS + 3O2 ---------> 2ZnO
+ 2SO2 CaCO3 + O2 ----------> CaO
+ CO2
5.Termal Bozunmayla İndirgeme: Bazı maddeler termal bozunmayla indirgene
bilirler. Bazı metal oksitler, yüksek sıcaklıkta termal bozunmaya (piroliz)
uğrayarak metallere indirgenir.
Karbon ile
İndirgeme: Teorik olarak bütün metal oksitleri karbon ile
indirgenebilir. C(k) + Cu2O -->
CO(g) + Cu(k) Hidrojenle
indirgeme
Aktif metal ile İndirgeme :Alüminotermi oksitlerden
alüminyum ile element elde etme
Elektroliz ile metal üretimi,
Alaşımlar
Alaşım, bir metal elementin en az bir
başka element (metal,ametal,yarımetal) ile karışarak oluşturduklar metal
karakterli malzemeye denir. Pirinç (%63 Cu ve %37 Zn ) , Lehim (%60 Sn
ve %40 Pb ) , Bronz ( %82 Cu,%16 Sn,% 2 Zn)
Metallerin dayanıklılığını ve korozyona karşı
dayanımını arttırmak için alaşımlar üretilmiştir. Elementler alaşım hâline getirilerek
kullanım alanları arttırılır.
Alaşımlar belli
amaçlar için üretilmişlerdir. Bunlar:
-Metallerin fiziksel
ve mekaniksel özelliklerini
değiştirmek suretiyle daha elverişli malzemeler üretmek. -Çok sayıda
ve değişik özelliklere sahip metaller geliştirerek ihtiyaçlara cevap vermek.
-Isıl
işlemlere uygun metaller üretmek.
-Malzemelerin maliyetini düşürmek.
-Malzemenin
aşınma ve dış şartların yıpratıcı
etkilerden korunmasını sağlamak.
Alaşımlar; homojen ve heterojen alaşımlar, yer
değiştirme tipi alaşım, örgü boşluğu tipi alaşım, metaller arası bileşik tipi
alaşım olmak üzere değişik biçimlerde sınıflandırılabilir. Farklı element
atomlarının düzgün bir şekilde yerleşmesiyle oluşan alaşımlar, homojen
alaşımlardır, iki veya daha çok fazdan oluşanlar ise heterojen
alaşımlardır. Au-Cu veya Au-Ag
alaşımları heterojen, yani ikili sistemlerdir. Homojen alaşımlara örnek olarak
Cu-Sn, Cu-Zn, Cu-Ni, Fe-Nİ, Pb-Sn alaşımları verilebilir.
Yer değiştirme
(sübstitutional) alaşımlar: Yer değiştirme alaşımlarında çözünen metal atomlar çözücü metal
atomlarının bazılarının yerlerini işgal eder. ) İki metalin kristal
yapları aynı olmalıdır,İki metal benzer
kimyasal özellikler göstermelidir. a)
Rastgele Yer Değiştirme İle Oluşan Alaşımlar: Fazla olan
metal atomlarıyla rastgele yer değiştirir.
b)Süper Örgü Alaşımı: Bu alaşım şekil
hafızalı alaşımlarda kullanılır.
Örgü
boşluğu tipi alaşımlar: Örgü boşluklarındaki atomlar alaşımı daha
sert ve sağlam yaparlar. iİâve metalin atomlarının öbür metal atomuna
göre çok küçük olup bunun kristal kafesinin boşluklarına yerleşebilmeleri
halinde oluşabilirler.
Metaller
Arası Bileşikler : Ara bileşiklerde atomlar arası bağlar
metalik bağ ile kimyasal bağ arasında değişen bir yapıya sahiptir ve kimyasal
bileşiklere benzeyen AnBm şeklinde bileşikler oluşur. Metaller arası
bileşikler, hem kullanım sıcaklığı hem de mekanik özellikler açısından (seramik
kadar kırılgan değil) metalik malzemeler ile seramik malzemeler arasındaki boşluğu
doldurmaya aday malzemelerdir.
En bilinen alaşımlara; tunç (bakır-kalay), pirinç (bakır-çinko), lehim
(kalay-kurşun) ve cıva alaşımları olan amalgamlar örnek verilebilir. Alaşımların
tarihi milattan önce 4. bin yıllara kadar uzanmaktadır. İran ve Mezopotamya
bölgelerinde bulunan tunç (bronz) örnekleri bu zaman diliminde tarihlenmiştir.
Demirden daha sert olan tunç; silah, kesici ve delici aletler, mutfak aletleri,
süs eşyaları vb. yapımında günümüze değin kullanıla gelmiştir.
IV.BÖLÜM:HİDROJEN
ELEMENTİ
Hidrojenin
evrendeki bolluğu % 91 olmasına rağmen, dünyadaki bolluk oranı çok daha azdır.
Bunun nedeni, hidrojen atomlarının çok hafif olmasıdır. Bu sebeple hidrojen
atomları çok yüksek ortalama hıza sahiptirler ve dünyanın yer çekiminden
kolaylıkla kurtulabilirler. Yeryüzünde bulunan hidrojenin büyük bir kısmı
bileşikler halindedir. En önemli bileşiği de sudur. Hidrojen, karbonla
hidrokarbonları oluşturur. Hidrokarbonlar; kömür, doğal gaz ve petrolün
bileşiminde bulunur. Bir ametal olan Hidrojen, bazı
özellikleri bakımından halojenlere de benzer, metallerden 1 elektron alarak
metal hidrürleri oluşturur. NaH , MgH2 vb.
Hidrojenin protyum, döteryum ve trityum olmak üzere üç izotopu
vardır. Doğal hidrojenin büyük ölçüde protyumdan ibarettir. Yalnızca bir proton ve bir elektrona sahip olan hidrojen, periyodik
tabloda 1A grubunda gösterilir. Bu gösterimin nedeni, alkali metaller gibi s
orbitalinde bir tane değerlik elektronuna sahip olması ve sulu çözeltilerinde
hidroliz olabilen tek yüklü iyon (H+1) oluşturmasıdır. Bir ametal
olan hidrojen, bazı özellikleri bakımından halojenlere de benzer. Hidrojen, renksiz, kokusuz, tatsız ve zehirsizdir. Hidrojen saf haliyle
ve oda sıcaklığında iki atomlu bir gaz olarak bulunur. Havanın yoğunluğundan 14
kat daha az yoğunluğa sahip olan hidrojen, havanın içinde hızla yayılır.
Hidrojenin sıvı hâle getirilmesi için -253 °C'a kadar soğutulması gerekir. Bu
işlem yüksek enerji gerektirir.
Hidrojenin Laboratuarda Eldesi; -Aktif metallerin (1A grubu metalleri ve Ca,
Sr, Ba) oda sıcaklığında suyla tepkimesinden H2 gazı elde edilir.
-Aktif (Mg, Al, Mn, Zn, Cr, Fe, Cd, Ca, Ni, Sn ve Pb) metallerin
asitlerle etkileşiminden elde edilir.
-Suyun elektrolizi ile elde edilebilir . --Sodyumborohidrür’ün
su ile tepkimesinden. NaBH4 + H2O ---------> NaBO2 + H2
Hidrojenin Endüstride Eldesi;
-Kızıl
dereceye kadar ısıtılan metallerin (Fe, Mg) üzerlerinden su buharı geçirilerek
hidrojen elde edilebilir.
-Kok ile
su buharı etkileştirilerek hidrojen üretilir.
-Metan
içeren doğal gaz yüksek sıcaklıkta su buharı ile tepkimesinden su gazı oluşur.
Hidrojen ,izotopları ve kullanım alanları:
-Güneş ve diğer yıldızların termonükleer
tepkimeyle vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen olup, evrenin temel enerji
kaynağıdır. Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en
yüksek enerji içeriğine sahiptir.kimyasal atığı yoktur. -Hidrojen iyi bir indirgendir. Metal oksitlerdeki metal
iyonlarını indirgeyerek saf metal eldesini sağlar. -Yoğunluğu
düşük olasından dolayı çok hafiftir çok az yer kaplar. Amonyak sentezinde
kullanılır. Amonyak gübrenin hammaddesidir. N₂ + 3H₂ → 2NH₃ (Haber-Bosch
yöntemi)
-Doymamış hidrokarbonların ve doymamış yağların
doyurulmasında kullanılır. Margarin bu şekilde elde edilir. -Hidrojen
yükselerek yanar bu yüzden çevresine zarar vermez. Soluk mavi bir renkte
yanarak suyu oluşturur. -Hidrojen
Oksijen ile kaynak sanayinde kullanılır. Bu kaynağa otojen kaynak adı verilir.
-Gelecekte hidrojeni yakıt olarak kullanan araçlar
yapılacaktır.
-Döteryum ve bileşikleri; döteryum
lambalarında, nükleer reaktörlerde çözücü olarak kullanılır. Döteryum
radyoaktif değildir. Döteryum oksidi ağır
su olarak bilinir.
-Trityum kendi kendine ışık veren nesnelerin yapımında da kullanılır. trityum nükleer füzyon sistemlerinde de
kullanılır. Trityum radyoaktiftir. İkincil
enerji kaynağı olarak hidrojen:
Hidrojen bir doğal yakıt olmayıp, birincil enerji kaynaklarından
yararlanılarak değişik hammaddelerden üretilebilen bir sentetik yakıttır. Hidrojenin kullanılmasını gerektiren başlıca iki neden vardır. Birincisi, fosil yakıtların yanma emisyonu
karbon dioksitin artmasından kaynaklanan, global ısınmaya neden olan çevre
sorunu. İkincisi, petrol ve doğal gaz gibi akışkan hidrokarbonların bilinen üretilebilir
rezerv ömürlerinin gittikçe azalmasıdır. Bununla beraber
gelişmiş ülkeler hidrojen enerjisi
kullanma yerine güvenilir nükleer enerj
santralleri kurarak daha temiz ve çevre dostu enerji elde etme yollarını
denemektedirler.
ALKALİ VE TOPRAK ALKALİ METALLER:
-1A grubu elementlerinin sem bolleri; H, Li, Na, K, Rb, Cs ve Fr
Alkali Metaller: Alkali metaller doğada nispeten bol bulunurlar. -Bu
elementlerin bazı bileşikleri tarih öncesi yıllardan beri bilinmekte ve
kullanılmaktadır. Alkali metal bileşiklerini sıradan kimyasal yollarla bozmak
zor olduğundan, bu elementlerin keşfedilmesi zaman almıştır.. -1A grubunda Alkali metaller yer alır. Değerlik
elektronlarının dizilişi ns1
şeklindedir ve en aktif metallerdir. Aktif oldukları için doğada saf olarak
bulunmazlar. İyonlaşma enerjileri yukarıdan aşağıya doğru azalır. Yumuşak ve
genelde gümüş renginde parlaklık gösterirler.
-2A
grubunda toprak alkali metaller bulunur. Değerlik elektronlarının dizilişi ns2 şeklindedir ve 1A
grubuna göre daha az aktiftirler. Toprakta en çok bulunan elementlerdir.
Isı ve Elektrik akımını iyi iletirler.
-1A ve 2A grubu elementlerinin oksitleri ve
hidroksitleri bazik karakterde oldukları için bu elementler Alkali (baz) olarak adlandırılır. -1A ve 2A grubu elementlerinin veya bileşiklerinin
eldesinde kullanılan başlıca doğal kaynaklar şunlardır:
Li: Magmatik
kayalar (pegmatik) Na: NaCl (kaya tuzu ve deniz tuzu),feldspat(Na2O.Al2O3.6SiO2)
K:
Feldspat(K2O.Al2O3.6SiO2),
güherçile (KNO3) Be: Zümrüt ( Be3Al2Si6O18)
Mg :
Magnezit (MgCO3) Ca
: kireç taşı/kalsit ( CaCO3)
Sr :
Stronsiyonit (SrCO3)
Ba : Barit(BaSO4) , viterit (BaCO3) -Bileşiklerinde
1A grubu +1 , 2A grubu ise +2 yükseltgenme basamağında bulunur. -
1A ve 2A grubunun oluşturduğu bileşiklerde 1A ve 2A iyonları çok güçlü
indirgendirler. Aktif olduklarından C ve H ile indirgenmezler. Bu yüzden kendi
sıvılarının elektrolizi ile elde edilirler.
-Alkali metaller havayla temas ettiklerinde
oksitlerine dönüşürler. K + O2 → K2O
-Su
ile temas ettiklerinde hidroksitlerine dönüşürler ve H2 gazı açığa
çıkarırlar. Na + H2O → NaOH (suda)+ ½H2 2A grubunda Be su ile tepkime vermez. Mg su
buharıyla tepkime verir. Ca, Sr ve Ba soğuk suyla bile tepkime verir. -1A
ve 2A grubu elementleri halojenlerle tuz oluştururlar. Na
+ ½ Cl2 → NaCl (
Alkali M.)
-Mg Down yöntemi ile elde edilir.Down
yöntemi: Erimiş MgCl2 nin elektrolizine dayanır .
KULLANIM ALANLARI Lityum
bileşikleri, pillerde, seramiklerde ve yağlayıcı maddelerde kullanılmaktadır.
Sodyumkarbonat, sabun deterjan ilaç yapımında cam sanayinde,
SodyumHidroksit(sudkostik), bir çok organik
maddenin sentezinde ve katı sabun yapımında, SodyumKlorür,
yemek tuzu
Potasyumnitrat
(güherçile KNO3) , gübre endüstrisinde, kibritlerde, barut yapımında Potasyumklorür,
ilaç endüstrisinde,
Potasyumhidroksit(potaskostik), sıvı sabun
eldesinde
BERİLYUM (
Be ) :Roketlerin dış kaplamasında uçak ve uzay araçlarında MAGNEZYUM (Mg ):Alaşımlarda uçak ve
füze yapımında , eczacılıkta, yapay gübre üretiminde. Magnezyumoksit,
ateşe dayanıklı tuğla yapımında
Kalsiyumkarbonat
(kireç taşı/kalsit CaCO3), sönmemiş kireç ve sönmüş kireç yapımında Kalsiyumoksit (sönmemiş kireç CaO) çimento
yapımında, suların yumuşatılmasında Kalsiyumhidroksit (sönmüş kireç Ca(OH)2
) harç yapımında
Kalsiyumsülfat (alçı taşı CaSO4),
alçıdan kalıp ve heykel yapımında
StronsiyumKlorür
(SrCl2), şeker üretiminde
Baryumsülfat
(Barit BaSO4) , bazı röntgen çekimlerinde
Baryumsülfür
(BaS2), Fosforesans özelliğinden yararlanılır.
TOPRAK
GRUBU ELEMENTLERİ (3A GRUBU)
3A grubunun
değerlik elektronlarının dizilişi ns2
np1 şeklindedir. Bileşiklerinde hem +1 hem de +3 değerliğini
alırlar. Alüminyum ( Al ) bileşiklerinde her
zaman +3 yükseltgenme basamağına sahiptir.Galyum ( Ga ) ve İndiyum (In)
bileşiklerinde +3 yükseltgenme basamağını tercih ederken +1 yükseltgenme
basamağında da bulunabilirler.Talyum (Tl) ise bileşiklerinde +1 yükseltgenme
basamağını tercih eder.
İlk üyesi Bor ametaldir. Alüminyum , Galyum,
İndiyum ve Talyum fiziksel ve kimyasal özellikleriyle metaldir. Halojenlerle Halojenürleri meydana
getirirler.
-Oksijenle
oksitleri oluştururlar.
-Asitlerle tepkimeye girip
H2 gazı çıkarırlar.
-Bor
HCl ve seyreltik H2SO4 ile tepkime vermez.
Bor, doğada oksijenli bileşikleri
halinde bulunur. Başlıca bor mineralleri; Kolemanit
, pandermit ve Boraks’tır. Bor’u saf
olarak elde etmek için öncelikle Borik asit elde edilmelidir. Kolemanit, HCl de
çözünür. Çözelti soğuyunca borik asit ayrılır. Borikasit ısıtıldığında
Bortrioksit oluşur, oluşan Bortrioksit Mg ile tepkimesinden kristal bor elde
edilir.
*** 2H3BO3
-----ısı-------> B2O3 + H2O 3Mg
+ B2O3 -----ısı-------> 2B
+ 3MgO
Bor, alt grubundaki metaller hariç yüksek sıcaklıkta
bütün metallerle reaksiyona girer.
Amorf Bor, bakırın oksitlerinin
giderilmesinde, Alüminyumun iletkenliğinin artırılmasında ve çeliğin
sertleştirilmesinde kullanılır.
Bor ve Alaşımları Kullanım Alanları: Magnezyum-
Bor alaşımları yüksek sıcaklıktaki iletkenliği sayesinde bilgisayarlar dört kat
daha hızlı çalışmaktadır. Amorf bor,
bakırın oksidinin giderilmesinde, alüminyum iletkenliğinin arttırılmasında
kullanılır. En
fazla % 4 Bor içeren Demir Bor (ferrobor) alaşımları korozyona dayanıklıdır.
Neodyum ferrobor alaşımları en iyi mıknatısların yapımında kullanılır.
Ferrobor,
otomobillerin sileceklerinde, cep telefonlarında, sensörlerde, metalik cam
üretiminde, EKG cihazlarında kullanılır.
Boraks ve borik asit , bakteri öldürücü, su içinde kolay
çözünmesi ve mükemmel su yumşatma özelliği ile sabunlarda, temizleyicilerde,
deterjanlarda, tekstil boyalarında, tarımda çok yaygın kullanım alanına
sahiptir. Borik asit yanıcılığı azaltır
bu yüzden duvar kağıtlarına % 5 eklenir.
Boranlar(BorHidrürler B2H6, B4H10,
B5H11)’dan tetraboran ( B4H10 ),
katı yakıt olarak füzelerde kullanılır.
Boraks ve borik asit, cam
sanayinde ısıya dayanıklı cam eşyalar yapımında kullanılır.Seramikte sırlamada
kullanılır. -Türkiyenin bor
rezervi, dünya bor talebini 700 yıl karşılayacak düzeydedir.
Alüminyum , doğada hemen hemen her mineralde
mevcuttur . Alüminyum Mineralleri :Korendon Al2O3 ,Boksit
Al2O3 .2H2O ,Kil ( Kaolin ) Al2O3
.2SiO2. 2H2O
,Kriyolit 3 NaF.
AlF3
Eldesi:Alümiyumun yoğun olduğu Boksit ve
feldspat mineralleri kullanılır.
Boksit ( Al2O3.H2O
ve Al2O3.3H2O karışımı ) ,Feldspat (Na2O.Al2O3.6SiO2)
silikat yapısındadır ve bol bulunan mineraldir.
Kil adı
verilen birçok mineral vardır. Feldspat (Na2O.Al2O3.6SiO2)
mineralinin su ve CO2 etkisiyle ayrışması sonucu Kaolin (Al2O3.2SiO2.2H2O)
oluşur. Kaolin killerin en saf olanıdır. Seramik üretiminin ham maddesidir.
Alüminyum Üretimi: Alümiyum Boksitten 2 basamakta elde
edilir.
-Boksitten saf (Al2O3 ) eldesi
-Alüminin
elektrolizi ile saf alüminyumun eldesi
Alüminyumun Doğal Formları
Kristal yapıdaki Alüminyumunoksit (Al2O3 )’e Korundum adı verilir. Yakut, Safir,
Topaz değerli taşlardandır.
BAZI ALÜMİNYUM BİLEŞİKLERİ VE
KULLANIM ALANLARI: KİL
(Al2O3 .2SiO2. 2H2O)
Seramik ve porselen yapımında.
ALÜMİNYUM
KLORÜR(AlCl3) Petrol
sanayinde ,Kauçuk eldesi ,Organik
kimyada katalizör olarak ,Bazı özel
sabunların yapılmasında ,Su
temizlenmesinde
ALÜMİNYUM
SÜLFAT( Al2 (SO4 )3) ,Boyacılık ve tekstil sanayinde ,Kağıt fabrikalarında kağıdı tutkallamak
için
ŞAP ( KAl(SO4)
2.12 H2O) ,Dericilik,
boyacılık ve tekstil sanayinde ,Fotoğrafçılık
endüstrisinde ,Tıpta ,Ateşe dayanıklı elbise yapımında
Galyum, İndiyum ve Talyum : Doğada
çok az bulunurlar. Genellikle çinko mineralleri yanında bulunurlar.
GaS ve GaN ,
ışığı doğrudan elektriğe dönüştürebilir. Işık yayan diyotlarda kullanılır.
İnAs,İn2S3,İnP
yarıiletken teknolojisinde kullanılır.
Tl2(SO4)3
, Tl(CO3)2 , TlBr3 fare öldürücü olarak
kullanılır.
Tl2S3
Fotosellerde kullanılır.
4A GRUBU ELEMENTLERİ C, Si , Ge , Sn , Pb elementleri
bulunur. 4A grubunun Değerlik elektronlarının dizilişi ns2 np2 şeklindedir. -Grupta yukarıdan aşağıya inildikçe
ametalik karakterden metalik karaktere geçiş gözlenir.Karbon ametal, silisyum
kimyasal bakımdan bir ametal gibi davranırken fiziksel ve elektriksel özellikleri
yarı metale benzer.Germanyum yarı metal olmasına karşın özellikleri metale
benzer.Kalay ve Kurşun ise gerçek metaldir.
KARBON ( C ) 4A
Grubunun en fazla ametalik özellik gösteren elementidir doğada 3 formda bulunur
bunlar; Grafit ve Elmas, saf karbondan
oluşur.
Fulleren yapaydır.
Bir
elementin atomlarının uzayda farklı şekilde dizilmesi sonucu oluşan faklı
geometrik şekillerdeki kristallerine allotrop
denir. Allotropların tüm kimyasal ve fiziksel özellikleri farklıdır. Ancak
aynı madde ile tepkimeye girdiklerinde oluşturacakları ürün aynıdır.
ELMAS -Bilinen en sert maddedir.
-Karbonun
son katmanındaki 4 elektrondan her biri başka bir karbonun tek elektronları ile
ortaklaşa bağ oluşturur. -Bütün
bağları sigma bağıdır. Tüm bağları sağlam ve stabildir.
-Merkezinde ve her köşesinde karbon atomları bulunan düzgün
dörtyüzlülerden oluşan altıgen yapıda olup 3 boyutludur. -Hareket eden elektron
bulunmadığından ısı ve elektiriği iletmez.
GRAFİT -Elmasa göre daha yumuşak yapıdadır.
-Her bir karbon atomu aynı düzlemde bulunan diğer üç atoma altıgen
halkalar oluşturacak şekilde bağlanır
-Oluşan ağ iki boyutlu olup meydana gelen tabakalar birbirine zayıf Vander
waals kuvveti ile bağlıdır. -Bir karbonun son
katmanında ki dört elektrondan üçü diğer karbonla sigma bağları oluşturuken biri pi bağı oluşturur. -Pi bağını
oluşturan elektron hareketlidir bu sebeple ısı ve elektirği iletir.
elmas grafit fulleren
FULLEREN:Karbonun Başka allotropları da
vardır. Fulleren 60 Karbonun
oluşturduğu top şeklinde bir moleküldür. Yapay allotroptur.Fullerenlerin keşfi
yeni bir kimya alanının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Nano boyutta karbonlar
tüp oluşturabildikleri keşfedilmiştir. Nanoteknoloji olarak adlandırılan bu dal
ile cep telefonları, TV ler, bilgisayar gibi bir çok elektronik aletin
işlevleri artarken boyutları küçülmektedir. Nanotüpler içerisine Hidrojen
depolandığında yakıt kapsülleri elde edilecektir. Geleceğin teknolojisi
nanoteknolojisidir.
Karbon bileşikleri:
4A grubu elementlerinden Karbon ve
Silisyum yaptıkları bağ sayısı bakımından diğer grup üyelerinden farklıdır.
Karbon atomları, diğer Karbon atomlarıyla kuvvetli kovalent bağlarla
birleşebilir. Bu nedenle diğer elementlerle daha fazla bileşik oluşturma
kapasitesine sahiptir. Organik maddelerin temelini oluşturur.
Karbonun Hidrojen, Oksijen ve Azotla oluşturdukları bileşikler
bitki ve hayvan organizmaların yapısında önemli bir yer tutar. Organik
bileşiklerin hepsinde Karbon bulunur. Yapısında karbon bulunan CO, CO2
ve Karbonatlar (CO3-) anorganiktir. KARBONMONOOKSİT (CO)
-Toksik gazıdır.
-Solunan havada miktarı artarsa kana geçer ve
hemoglobine oksijen gazından önce bağlanır. Bu nedenle yetersiz oksijenden
dolayı hücre ölmeye başlar.
KARBONDİOKSİT ( CO2 )
-Karbon içeren
besin maddelerinin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen son üründür. -Vücutta
belirli oranlarda bulunarak vücudun tampon sistemlerinden birini meydana getirir.
-Yangın söndürme araçlarında kullanılır.
KARBONİKASİT ( H2CO3 ) Karbonun
su ile reaksiyonu sonucu elde edilir. Gazoz ve soda yapımında kullanılır . CO2 + H2O ↔
H2CO3
Silisyum,
yerkabuğunun % 27 sini oluşturur. Oksijenden sonra ençok bulunan elementtir.
Kayaların yapısında silikatlar halinde ve kumun yapısında Silisyumoksit olarak
bulunur. Silisyumoksit camın hammaddesidir. Elektronik devrelerde silikon
teknolojisinin vazgeçilmez elementidir.
Teknik saflıkta Silisyum, kuvars kumundan elde edilir. Kuvarsın
aktif kömürle indirgenmesi sonucu elde edilir. SiO2 + 2C -------------------> Si
+ 2CO
Yarı iletken bir metal içerisine küçük miktarda katkı
maddesi ekleyerek iletkenliğinin artırılmasına doplama denir. Yarı iletken olan Silisyuma az miktarda Bor ilavesi
ile iletkenliği artırılabilir. Yarıiletken teknolojisi elektronik araçların
geliştirilmesine yol açmıştır.
Germanyum, Kalay
ve Kurşun Germanyum, yarı metal, Kalay ve Kurşun metaldir.
-Germanyum, elektronikte transistörlerin yapımında
kullanılır. -Kalay,
korozyona dayanıklı olduğundan konserve kuruların, yemek pişirilen veya
saklanan kapların kaplanmasında kullanılır. Diş macunların yapısında SnF6
kullanılır.
-Kurşun
ve kurşun bileşikleri genel olarak çok zehirlidir. Kurşun oksitler yağlı
boyalarda, camlarda ve seramiklerde, kurşun sülfatlar, akülerde, camda,
seramikte ve yağlı boyalarda kullanılır.
-Kalay ve Kurşun alaşımı Lehimdir. Lehim elektronik devrelerin
oluşturulmasında kullanılır.
5A GRUBU ELEMENTLERİ
N, P, As,
Sb, Bi elementleri bulunur. 5A grubunun Değerlik elektronlarının dizilişi ns2 np3
şeklindedir. Bu elementlerden azot ve fosfor ametal,arsenik yarımetal,antimon
ve bizmut metaldir.Yalnız azot iki atomlu moleküllerden oluşan gaz,diğerleri
katıdır..Bütün bu elementler uçucu hidrürler teşkil ederler:amonyak
NH3,fosforlu hidrojen(fosfin)PH3, arsenik hidrojen(arsin),AsH3 ,antimonlu
hidrojen(stbin)SbH3 ,ve bismutlu hidrojen(bismutin)BiH3 .Bunların
dayanıklılıkları atom tartısı ile süratle azalır.
Azot, oda sıcaklığında gaz halde bulunur.
Havanın % 78 i Azot gazıdır. Bu nedenle azot kaynağı havadır.
Azot sanayide sıvı havanın
fraksiyonlu damıtılmasıyla elde edilir. Kalsiyumhidroksit çözeltisinden
geçirilen hava içinde bulunan CO2 uzaklaştırılmış olur. -196 oC
nin altına kadar soğutulan hava sıvılaşır. Üçlü
bağı kırmak için çok enerji gereklidir. Bu yüzden Azot gazı kararlı bir gazdır.
Azot,
- 3 ile +5 arasındaki tüm yükseltgenme basamağına sahip olabilir.
Azotun hidrojenli bileşikleri hidrojen bağı oluşturur. 5A nın diğer
üyeleri H bağı oluşturmaz. N2 molekülünün
reaksiyona girme yatkınlığı düşük olduğundan azotlu bileşiklerin elde edilme
kaynağı Amonyak (NH3)’tır. Azot renksiz kokusuz tatsız havadan biraz daha hafif bir gazdır.
Azotun Kullanım alanları:
-Sıvı azot düşük sıcaklıkta gerçekleşen
reaksiyonlarda soğutucu
-Sıvı azot gıda ürünlerinin dondurulması ve taşınmasında
-Canlı
dokuların dondurularak saklanmasında -Elektronik
eşyaların soğutma sistemlerinde kullanılır.
Amonyak, endüstriyel
olarak N2 ile H2 gazı tepkimesiyle elde edilir. Elde
edilen Amonyak gübre üretiminde, patlayıcı maddelerin yapımında, sentetik elyaf
üretiminde, organik ve inorganik maddelerin sentezinde kullanılır.
Azot oksitler; şimşeğin çıkardığı ısı ve ışık
etkisiyle oluşur. Azot oksitler fabrifa dumanlarında ve egzoz gazlarında
bulunur. Yağmurlu havalarda su ile birleşerek asit yağmurlarını oluşturur
Yağmur damlalarıyla yeryüzüne inerek canlıların yapısına geçer. N2O,
NO, NO2, N2O3, N2O5, HNO2,
HNO3 gibi oksitler vardır.
HNO3 Nitrik Asit, endüstride gübre, ilaç, boya ve
patlayıcıların yapımında kullanılır. Tahriş edicidir. Kezzap olarak tanınır. Amonyum
nitrat (NH4NO3 ) , % 33 Azot oranına sahiptir. Bir
çok ürün için yararlıdır.
Hidrazin ( H2N-NH2),
roket yakıtı olarak kullanılır.
Fosfor , bir çok allotropu vardır.
Başlıcaları beyaz fosfor, kırmızı fosfor, siyah fosfor dur.
Beyaz Fosforun en önemli özelliği karanlıkta ışık
yayması ve çok zehirli olmasıdır. Böcek ve fare zehiri yapımında, sis ve yangın
bombalarının yapımında kullanılır.
Kırmızı Fosfor kibrit yapımında kullanılır. Zehirli değildir.
Siyah
Fosfor yarı iletkenlerin yapımında kullanılır.
Fosforik asit (H3PO4) toprak alkalilerle tuz
oluşturarak fosforlu gübre olarak kullanılır.
Arsenik , Antimon ve Bizmut
Arsenik ve
Antimon yarı metal, Bizmut ise metaldir. Arsenik doğada çok az bulunur. En
önemli bileşiği As2O3 zehir olarak kullanılır.
Antimon , kurşunsuz lehim
alaşımların yapımında kullanılır. Antimon sülfür (Sb2S3)
kibrit yapımında kullanılır. Bizmut bileşiklerinden Bi2(CO3)O2
radyoopak (radyoasyonu geçirmez) olarak kullanılır.
6A GRUBU ELEMENTLERİ (KALKOJENLER:filiz
yapan)
O, S, Se, Te
elementleri bulunur. 6A grubunun Değerlik elektronlarının dizilişi ns2 np4 şeklindedir.
Normal koşullarda 6A Grubunun gaz halinde tek elementi olan oksijenin 16O,
17O ve 18O olmak üzere üç izotopu vardır. Oksijen atmosferde büyük oranda O2
ve çok az miktarda O3 halinde bulunur.6A Grubunun ilk elementi olan
oksijen, yer kabuğunda kütlece %46, atmosferde %21 oranında bulunur. Saf oksijen elementi 1770 yılında C. W. Scheele ve J.
Priestly tarafından keşfedilmiştir. Priestly'in bir cam balonda HgO‘ti ısıtarak oksijen gazını
elde etmesi klasik kimya tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. -Laboratuvarda oksijen suyun
elektroliziyle elde edilir. -Endüstride
ise oksijen, sıvı havanın damıtılmasıyla büyük ölçekte üretilir. -Oksijen elementi, bitkilerin ve hayvanların
yaşamlarını devam ettirebilmeleri, solunum gazı olan oksijenin (O2)
varlığına bağlıdır.
-Ayrıca kaynak yapımında, suyun saflaştırılmasında ve beton eldesinde de
oksijen kullanılır. Paslanma da, oksijenin varlığında gerçekleşir. -O2,
endüstride çelik yapımında kullanılır.
-Elementlerin oksijen ile oluşturdukları
bileşiklere oksit denir.
-Metallerin oksijen ile oluşturdukları
bileşiklere metal oksitler denir.
-Ametallerin oksijen ile
oluşturdukları bileşiklere ametal oksitler denir.
Oksitlerin
sınıflandırması :Oksitler,
oksijenin yükseltgenme basamağına göre dört grupta toplanabilirler.
a.
Ozonürler (Trioksitler): Oksijenin (-1/3) yükseltgenme basamağında bulunduğu ikili
bileşikleridir. En iyi bilinen ozonür, potasyum ozonürdür.
b. Süperoksitler: Oksijenin
(-1/2) yükseltgenme basamağında bulunduğu ikili bileşikleridir. Potasyum, rubidyum ve sezyum
elementlerinin havada yanmasıyla süperoksitler oluşur.Süperoksitler iyonik bileşikler
olduğundan oksijen O2- halindedir. Sodyum süperoksit (NaO2),
sodyum peroksidin yüksek sıcaklık ve basınçta oksijen ile tepkimesinden elde
edilir.
c.Peroksitler:
Oksijenin (-1) yükseltgenme basamağında bulunduğu ikili bileşikleridir. 1A ve
2A Grubu elementlerin tümünün peroksitleri bilinmektedir. H2O2
dışındaki peroksitler iyoniktir ve bu oksitlerde oksijen O22-
iyonu halindedir. H2O2 ise kovalent bir peroksittir. d.Oksitler:
Oksijenin (-2) yükseltgenme basamağında bulunduğu ikili bileşikleridir.
Oksijenin ikili bileşiklerinin çoğu bu gruba girer. -Aynı
periyotta soldan sağa doğru oksitlerin asitliği artarken, bir grupta yukarıdan
aşağıya doğru azalmaktadır.
•
Metal
oksitleri genellikle iyonik karekterlidirler ve
bazik oksitlerdir. Suda çözündüklerinde bazları oluştururlar.
•
Ametallerin
oksitleri kovalent karekterlidirler. Suda çözündüklerinde genellikle asitleri
oluşturlar.
•
NO,
N2O, CO ve OF2 oksitlerinin sulu çözeltileri nötraldir.
Diğer tüm ametal oksitleri asidik özellik gösterir. uçucudurlar.
•
Yarı
metal oksitleri genellikle polimerik yapıya sahiptirler. Normal koşullarda
katıdırlar.
•
Bir
geçiş metali çeşitli yükseltgenme basamaklarına sahiptir. Bu nedenle, bir metal
birden fazla oksit oluşturabilir. Geçiş metal oksitleri normal koşullarda
katıdırlar ve genellikle suda çözünmezler. Düşük yükseltgenme basamaklı
oksitleri iyonik ya da polimerik yapıdadır. Yüksek yükseltgenme basamaklı
oksitleri kovalent ve moleküler yapıdadır.
•
Örneğin;
Vanadyumun VO, V2O3, VO2 ve V2O5
şeklinde dört oksidi bulunmaktadır. İlk ikisi bazik, VO2 amfoterik
ve V2O5 ise asidik özellik gösterir.
•
Örneğin; MnO
iyonik, MnO2 polimerik ve Mn2O7 ise
molekülerdir. Öte yandan, ilk oksit bazik, ikincisi amfoterik ve sonuncusu
asidiktir.
Atmosferdeki
ozonun oluşumu: Oksijenin allotropu olan O3, atmosferin üst
tabakalarında O2'den oluşur. Doğada güneşin UV ışınları veya
yıldırımlar vasıtasıyla medyana gelir. -Ozon
tabakası atmosferin yaklaşık 20-40 km arasındaki stratosfer tabakasında
yoğun olarak bulunur. Bu tabaka güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarının
(UV-B) dünyaya ulaşmasını önler. UV-B ışınları bütün yaşayan organizmalar
üzerinde zararlı etkilere sahiptir; bitkilerin büyüme hızını azaltır,
insanlarda cilt kanserine sebep olur, göze zarar verir, enfekte hastalıklara
(sıtma vb.) gibi yakalanma riskini artırır.
.
Kükürtün molekül yapısı allotropları ve özellikleri:
Periyodik
cetvelin 6A grubunda bulunan -2, +4, +6
arasındaki değerlikleri alabilen bir elemendir. Oksijensiz bileşiklerinde kararlı olup, daima -2 değerliklidir. Reaksiyon
verme kabiliyeti oldukça iyi olup soy gazlar hariç diğer elementlerin hepsi ile
reaksiyon verir.
Diğer elementler içinde kükürt en fazla
allotropa sahiptir. Kükürdün, katı halde
en çok bilinen allotropu S8 halkasıdır. Uygun koşullar altında
kükürt buharında S, S2, S4, S6 ve S8
yapılarının hepsi de bulunabilir. Oda sıcaklığında kararlı bir katı olan rombik kükürt (Sα),
halkalı S8 moleküllerinden oluşmuştur. 95,5 °C de rombik kükürt monoklin
kükürde dönüşür. Kükürt, doğada elementel kükürt,
sülfür ve sülfat mineralleri şeklinde, doğal gazda H2S , petrol ve
kömürde ise organokükürt bileşikleri olarak bulunur.
Maden
kömürlerinin destinasyonu esnasında elde edilen H2S, oksijen ile
reaksiyona sokulur ve elementel kükürt doğrudan elde edilebilir. Pirit (FeS2 ) de önemli bir kükürt kaynağıdır. Piritten elde
edilen kükürt dioksit(SO2) H2S ile reaksiyona sokularak
serbest kükürt elde edilir. Kükürt dioksit, karbon mono oksitle tepkimesinden
kükürt elde edilir.
Kükürtün
kullanım alanları;
Üretilen
bütün kükürdün yaldaşık %90 ı, SO2(g) oluşturmak için yakılır ve
elde edilen SO2(g) nin çoğu sülfürik aside, H2SO4,
dönüştürülür. Elementel kükürdün de birkaç kullanım alanı vardır. Bunlardan
biri kauçuğun vulkanize edilmesi ve diğeri de, örneğin üzüm asmalarının
küllenme hastalığına karşı, bir fungisit (küf öldürücü) olarak kullanılmasıdır.
-Kükürdün
bir düzineden fazla oksidi varsa da, en çok karşılaşılanlar kükürt dioksit, SO2,
ve kükürt trioksittir, SO3.
- H2SO3 ve H2SO4
in her ikisi de iki değerli asitlerdir. Sülfürik Asit (H2SO4) ,Gübre
yapımında, Boya Sanayinde, Tekstil, Deterjan, Alkol, Patlayıcı, Petrol Rafinelerinde,
nem çekme özelliği vardır.
Kükürt
(S) Siyah barutun ve pillerin temel
bileşenlerinden biri olan kükürt, mantar öldürücü kimyasalların (fungusitlerin)
ve doğal kauçuğun yapımında kullanılır. Fosfat içerikli gübrelerin bileşimine
de katılan kükürtün, ticarî açıdan en fazla değer taşıyan bileşiği sülfürik
asittir.
Sülfit kağıdı başta olmak üzere çeşitli
kağıtların yapımında, buharla dezenfekte işlemlerinde ve kurutulmuş meyvelerin
ağartılmasında kullanılır.
Yağların, vücut sıvılarının ve
iskelet için gerekli minerallerin yapısında yer alması nedeniyle de, yaşamsal
önem taşır.
Hidrojen
Sülfür (H2S) Deri
sanayinde kılları sıyırmak amacı ile kullanılır. Boya sanayinde, cevher
zenginleştirmede, kükürdün organik bileşiklerinin sentezinde kullanılır.
Bir Çevre
Sorunu: SO2 Yayılması Endüstride
oluşan dumanlı sisler başlıca katı tanecikler (kül ve duman), SO2(g) ve
H2SO4 sisinin karışımından ibarettir. Atmosfere sanılan SO2,
havadaki toz zerrelerinin yüzeylerinde katalizlenerek ya da NO2 ile
tepkime vererek SO3 e yükseltgenebilir. Sonra SO3, asit
yağmurunun bir bileşimi olan H2SO4 sisini oluşturmak
üzere, atmosferdeki su buhar' ile etkileşebilir.
7A
GRUBU (HALOJENLER)
Halojenler çok aktif elementler olduklarından doğada sadece bileşikler
halinde bulunurlar. Doğadaki bollukları; flor, klor, brom ve iyot sırasına göre
azalır. Florun en önemli kaynağı florit (CaF2) tir. Diğer kaynakları
ise Na3AlF6 (kriyolit) ve Ca5(PO4)3F
(apetit) dir. iyot, metal nitratlar içinde KIO3 şeklinde bulunur.
Klor ve bromun en önemli kaynağı deniz suyudur. Bu elementler deniz suyunda
halojenürler halinde bulunur. Halojenlerin son elementi olan astatin
radyoaktiftir. Oda koşullarında F₂,Cl₂ gaz,Br₂ sıvı , I₂ ise katı haldedir.Tümü
renklidir. -En
elektronegatif element olan flor, bileşiklerinde -1 yükseltgenme basamağına
sahiptir. Diğer halojenler, oksijen gibi daha elektronegatif bir elemente
bağlandığı zaman, birkaç pozitif yükseltgenme basamağından (+1, +3, +5 ve +7)
herhangi birine sahip olabilir. -Flor Eldesi: H. Moissan 1886 yılında F2(g) gazını
elektrolizle elde etmeyi başardı. Günümüzde bile en önemli ticari yöntem olan
Moissan yönteminde, sıvı KHF2 içinde çözülen HF elektroliz edilir.
-Klor Eldesi: Klor,
sanayide NaCl(aq) çözeltisinin
elektrolizi ile elde edilir. Kimi zaman da erimiş sodyum klorürden elde edilir. -Brom Eldesi: Brom deniz suyundan ya da iç deniz ve göllerin
tuzlu sularından elde edilir.
-İyot Eldesi: Deniz yosunu gibi bazı deniz
bitkileri Cl- ve Br- yanında iyodürü (I-)
seçimli bir şekilde absorplar ve biriktirir. Az miktarda iyot bu tür
bileşiklerden elde edilir. İyodun bol bulunduğu diğer bir kaynak NaIO3
tir ve Şili'de geniş yataklar halinde bulunur.
Flor
elementi: Poli-tetra-flor-etilen
(Teflon) eldesinde -Klorflorkarbonların
(CFC) (soğutucu) elde edilmesinde kullanılır. -Şimdilerde
ise flor, CFC lara seçenek olarak çevreyle daha dost hidroklorflorkarbonlann
(HClFC) üretiminde kullanıl maktadır. Klor
elementi; - (CH2 = CHCl, polivinil klorür (PVC) -Kağıt ve tekstil
endüstrilerinde ağartıcı olarak, yüzme havuzlarının, şehir suları ve atık
suların temizlenmesinde
Brom
elementi; yangın
söndürücü ve böcek ilacı yapımında , boya ve ilaç sanayinde , AgBr ışığa
duyarlı olduğundan fotoğrafçılıkta kullanılır.
İyot elementi; tıpta ve fotoğrafçılıkta kullanılır.
Hidrojen
Halojenürler (HF,HCl,HBr,HI);
Hidrojen halojenürlerin sulu çözeltilerine hidrohalik asitler
denir. Hidroflorik
asit dışında diğer hidrohalik asitlerin hepsi kuvvetli asitlerdir. HF ün iyi bilinen bir özelliği, camı
aşındırma (ve sonunda çözme) yeteneğine sahip olmasıdır. Bu tepkimede cam,
silisyum dioksit, SiO2, olarak düşünülebilir. Aynı grupta yukardan aşağıya doğru gidildikçe
hidrohalik asitlerin asit kuvvetleri azalır.
GEÇİŞ
ELEMENTLERİ(B GRUBU ELEMENTLERİ)
Tamamı metaldir.Bileşiklerinde birden fazla (+) değerlik alabilir.Tuzları
renklidir,elektrik ve ısıyı iletirler. s Blok aktif metalleri ile p Blok aktifliği düşük
metaller arasında olduğundan geçiş metalleri olarak adlandırılır. Değerlik
elektronları ns2 (n-1)d1 - ns0 (n-1)d10 şeklindedir. Geçiş elementlerin
tamamı metaldir. Hg sıvı diğerleri katı haldedir.En önemlilerinden biri
demirdir. Başlıca demir cevherleri oksitler
ve karbonatlardır. Bu cevherler: Hematit (Fe2O3),
manyetit (Fe2O3.FeO), limonit (2Fe2O3.3H2O)
ve siderit (FeCO3) tir.
Ham demir (pik) veya font elde edilişi ve iri döküm
ürünlerinin elde edilişi; Demir
metalürjisinde kullanılan yüksek fırında cevher, kömür ile beraber 1900°C
civarında yakılmakta ve 1300°C’de çabuk soğuma sonucu beyaz font üretilir.
Yavaş soğuma sağlanırsa esmer font elde edilir. Artık maddeye (curuf) adı verilir. Elde edilen font'a (demire) hava ve demir oksit etki
ettirilerek yumuşak demir üretilir(Puddling Yöntemi).Çelik üretiminde ise beyaz
fontun yakılarak fazla karbonun alınması (Martin-Siemens Yöntemi) veya yumuşak
demire hava üflenerek karbonlanması (Bessemer veya Thomas) yöntemi gibi
işlemler uygulanır.
Pik
demirden çelik elde etmek için yapılması gereken başlıca işlemler;
Pik demirdeki karbon miktan % 3-4 den % 0-1,5 değerine indirilir. Karbon
oranı yüksek ise kırılganlık artar.
Si, Mn, P (pik demirdeki yüzdeleri 1 ya da daha fazladır) ve diğer
ikinci derecedeki safsızlıklar curuf oluşturularak uzaklaştırılır. -İstenen özelliklerde
çelik elde etmek için gerekli elementler (Cr, Ni, Mn, V, Mo ve W gibi) eklenir
Krom
|
Çelik yapımı,koruyucu
kaplama olarak
(kromit minerali)
|
Nikel
|
Akü yapımı ve alaşımlarda
|
Bakır
|
Elektrik endüstrisi ve alaşımlarda
(kuprit,azurit mineralleri)
|
Çinko
|
Elektrot,alaşım ve
kaplamacılıkta(pirinç kaplama)
|
paladyum
|
Katalizör olarak
|
Gümüş
|
Kaplamacılık ,süs ve
ziynet eşyası yapımında,gıda ve ilaç endüstrisinde (arjantit minerali)
|
Kalay
|
Alaşımlarda,teneke
yapımında
|
Platin
|
Laboratuarlarda,kuyumculuk
ve dişçilikte
|
Civa
|
İlaç ,kimyasal ve
patlayıcılarda
(sinnebar
minerali)
|
Kurşun
|
Kurşun
yapımında,alaşımlarda ve kaplamacılıkta
(galen minerali)
|
Altın
|
Kaplamacılık ,süs ve
ziynet eşyası yapımında
(silvanit
minerali)
|
Mangan
|
Alaşımlarda kullanılır
(manganit minerali)
|
Helal olsun yazana .
YanıtlaSilçok teşekkürler.
YanıtlaSilÖzeti bile uzun halbusi çıkcak mı çıkmıycak mı belli değil çıldırcam ya of
YanıtlaSilBu konunun testlerini bulamıyorum. İsmi test kitaplarında farklı mı? Yoksa bu konu YGS de yok mu?
YanıtlaSilBu konunun testlerini bulamıyorum. İsmi test kitaplarında farklı mı? Yoksa bu konu YGS de yok mu?
YanıtlaSilliütfen beni blogunuza kaydedin... ayrıca buraya bir link oluşturup canlı destek butonu koyalım. sizin girdiginiz zamanlarda online olsun. soruları sıcağı sıcağına cevaplayın. bunu isterseniz ben yapabilirim. yani canlı destek linkini koyabilirim. lütfen bana ulaşın 0 506 162 43 77 buarada sitede verdiginiz bilgler muhteşem. emeğinize sağlık.
YanıtlaSilwww.periyodiktablo.net
YanıtlaSilElementler ve periyodik tablo ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz.